31 Temmuz 2011

Sokakta Dağıtılan Broşürleri Neden Almıyoruz?

Genel olarak sorduğum bu tip sorularda benzer yanıtlar alıyorum. “Bilmem, almıyorum işte!” gibi ön yanıtlar, kişilere neden bu davranışı yaptığını bilmediğini anımsatıyor. Sonraki yanıtlar ise hemen hemen şöyle: “Aynı şeyleri dağıtıyorlar”, “işime yaramıyor”, “satış yapmak için taktik deniyorlar” vs.

Aslında ilk zamanlar, broşür üzerinde yazılanlar benim dikkatimi çekiyordu. Sokaklarda dağıtılan bu kâğıtları alır, “ne bu?” diye bakardım. Fakat bir süre sonra, broşür dağıtanların yanından ben de duyarsızca geçmeye başladım. Onları gerçekten görüyor ama görmemezlikten geliyordum. Neden böyle oldu, ne değişti?

Aslında içinde bulunduğumuz toplum bizi yönlendiriyor. Kimse almayınca biz de almıyoruz. Herkesin yaptığı şeyleri yapıyoruz. Topluma ayak uyduruyoruz.

Kalabalık şehirlerde bu duyarsızlık, küçük yerleşim merkezlerine oranla daha fazla. Çünkü alelacele koşuşturmacalar sırasında toplum olarak insan, duygusal hislerden uzaklaşarak çevreye yabancılaşıyor. Duygusal hislerin yerini, alışılagelmiş mekanik hareketler alıyor.

Bazı ürünlerin satışında broşürlerin araç olarak kullanılması ve “afedersiniz” le başlayan dilenme yöntemleri, sokakta bir şeyler dağıtanlara karşı yabancılaşma nedenlerinden biri. Öyle ki, yakın zamanda gördüğüm bir örnekte içecek firmalarından biri, reklâm için ürününü bedava dağıtmaya kalkmış, ama insanların ilk tepkisi geri çekilme yönünde olmuştu.

Broşürler, internetin yoğun kullanılmadığı zamanlarda başarılı bir reklâm yöntemiydi. Çekiciliği vardı. Gittikçe kinestetik duyulardan uzaklaşıp sanala yönlenme, bu derinliği bitime noktasına geldi. Gerçi boşu boşuna çöpe giden binlerce kâğıdın durumu da engellenmiş oldu.

Sokakta dağıtılan broşürlerin alınmama nedeni, aslında çok derin ve içi kazıldıkça farklı sonuçlar getirebilecek bir konu. Dağıtılan reklâm kâğıtlarına karşı, sizin tepkiniz nedir?

Emre Türker

Picture: flickr

23 yorum:

  1. Üniversiteye başladığım ilk yıl elime sıkıştırılan tüm broşürleri teşekkür edip reddediyordum ve yazıda bahsedildiği gibi istemsiz bir şekilde. Ama son 1 yıldır ne uzatılırsa uzatılsın alıyorum. Çünkü dağıtan insanların elinden 1 adet broşürün bile eksilmesinin ne denli önemli olduğunu öğrendim. Bir arkadaşım tüm İzmir'de sıcağın altında 8 saat broşür dağıttı ve çok ufak bir para aldı. Haa benim de aklıma şu soru geldi. Onu dağıtanlar ya aldıkları gibi bir tomar ilanı çöpe atarsa? Bunun vicdaniyete kalmış olmanın yanı sıra dönem dönem aracı firmalar tarafından izlendiklerini söyledi. Şunu fark ettim, ne zaman bir broşür alsam dağıtan arkadaş muhakkak teşekkür ediyor. İlgimi çekmese bile uzaklaşınca çöpe atıyorum zaten.

    YanıtlaSil
  2. Hayalbemol aslinda bu durum hem kisinin kendine hem de topluma yabancilasmasindan kaynaklaniyor, brosurleri reddetsek dahi emege saygiyi bir tesekkurle gosterebilsek keske:)

    YanıtlaSil
  3. Dağıtan kişilerin tavırları da etkili oluyor aslında alıp almama konusunda. Bazı kişiler yersiz uzatıyor konuşmayı ve gerçekten o anda ona harcadığın zamanı boşa gitmiş görebiliyorsun.

    YanıtlaSil
  4. Adsız… Duyarlı, yazıya katkılı, görüş belirten ve açıklamalı bir yorum olmuş. Yılar önce o broşür dağıtmak bir yana, anket işlerini bile denemişliğim vardır. Ne derece zor, ne derece yorucu ve ne derece huzursuz edici olduğunu biliyorum. Zaten ne olursa olsun, reddedilmek pek hoş bir tepki değildir.
    Broşür dağıtan ya da anket yapan kişiler, ekipleri tarafından takip edilir. Çünkü araştırma yerini bulmalı ve amaca uygun hareket edilmelidir. Fakat broşürü alan kişilerin kâğıtları çöpe atması-kâğıt israfına, yerlere atması ise çevre düzenin bozulmasına yol açıyor. Ne yazık ki kâğıt ve şişe için açılan çöp kutularına halkımız normal çöp döküyor ve duyarsızlığın üzerine yeni duyarsızlıklar ekliyor. Daha çok yontulacak taş var. Fakat taşlar yontulacak diye beklerken, diğerleri taştan şaheserler çıkarmaya başladı, işte bu gerçekten kötü. Çevre kirliliği oldukça ayrıntılı bir konu. Yeri geldikçe konu anlamında anlatımlarda yer veriyoruz. Teşekkürler…

    YanıtlaSil
  5. Sisi… Belirttiğin gibi, broşür dağıtımı içeriğinde sosyolojik bir olgu barındırıyor. Millet olarak duyarsız olsak da, duygusal derinlikle bazı durumları dengelemeye çalışıyoruz. Fakat mantık, duygusallığa göre çok farklı bir kategoride kalıyor.
    Emeğe saygı, dünyada gittikçe yabancılaşan bir konu. Emek bir şekilde paylaşılmakta, emeği ortaya çıkaranlar ise perdenin arkasında kaybolmakta. Üzerinde düşünmek gerek Sisi.

    BuRCu… Genelde şekilden şekle girenler, ya bir şeyler satmaya çalışıyordur, ya da anket yapmaya. Broşür dağıtan kişinin lafı uzatması, belki iletişim kurma (özellikle erkeklerin kadınlara karşı tavırları daha belirgin) çalışmalarından kaynaklanıyordur.
    Tavır, görünüş, konuşma ve duruş pozisyonları, elbette çok önemli. Yoksa beden dili üzerinde uzmanlar bu kadar durmazdı. Teşekkürler BuRCu.

    YanıtlaSil
  6. Broşür maliyeti az olan genelde çaplı reklam paralarına bütçeleri elvermeyen işletmelerce başvurululan bir araçtır.Şubesi olmayan sadece orta ve küçük ölçekli esnaflar bir açılışı bir indirimi yerli türdeş esnaflarca arasındaki rekabeti hatta kapanışı duyurmak için bu yöntemi kullanırlar... (Genelde durum böyledir)

    Bu yöntemin hala kullanılmasının tek sebebi maliyetinin azlığıdır...

    Anketörler ve insert türevi kağıtlar dağıtan şahıslarla bir çoğumuz ilgilenmeyiz hatta almak istemediğimizi belirtmek tenezzülünde bile bulunmayız. Ben bildiğim şeyin kağıdını ısraf olmasın diye almam ve teşekkür edip varlığından haber olduğumu ona hissettiririm aksi halde çalışana saygısızlık olarak görüyorum bu durumu..

    En sevmediğim tipler ise bir kağıt yerine beş on kağıt verip yükünü hafifletmeye çalışanlar..Yada şu gazete satanlar ve almadığın için arkandan küfür edenler...

    Kavga etmişliğimde mevcut... :)

    Güzel konu teşekkürler...

    YanıtlaSil
  7. Amak-ı Hayal… Maliyetin firmadaki yeri ve önemi tartışılmaz. En büyüğünden en küçüğüne kadar firmalar maliyeti hesap etmek durumundadır.
    Aslında dağıtılan broşürlerin birçoğunun boşa gittiğini, dağıtan firmalar da biliyor. Spam maillerdeki mantıkta, yüzlerce mailden sadece birinin bile dikkate alınması, isteğe ulaşmaya yetiyor. Broşürlerdeki düşünce için de, ilgi alanına uygun kişinin bulunması yatıyor. Bir de; en azından markanın ve ürünün, insan aklında kısa süreli bir hafıza açığı yakalaması ve yer etmesi planlanıyor.
    Anket ve broşür dağıtan tiplerin can sıkıntısına yol açan durumları gerçekten yok değil. En iyisi, çok fazla muhataba girmeden, tartışmaya yol açacak durumlardan uzaklaşmak.

    YanıtlaSil
  8. Broşür dağıtanlar genellikle harçlıklarını çıkarmak isteyen öğrenciler olur. Ben de üniversite yıllarımda İzmir sıcağında çok broşür, numune ürün vs. dağıttım. Sokakta, alışveriş merkezlerinde, hatta kapı kapı gezip, üstelik slogan eşliğinde dağıtım yaptım. Gerçekten dağıtıcılar denetleniyor ve kurallara uymazlarsa işlerini kaybedebiliyor.
    En azından ücretsiz olan dağıtımları almanızı rica ederim bu yüzden. Çünkü bir işi en iyi yapan bilir ve o çalışanların durumunu en iyi o işi yapan anlar.
    Çok ilgisi yok ama, bir de garsonlardan memnun kaldığınızda 1-2 TL bozukluk bahşiş bırakın, inanın hayır duası alırsınız...

    YanıtlaSil
  9. SİNİRLİ... Öğrencilerin bu iş için seçilmesi, part-time kuralına en uygun kişiler olmasından kaynaklanıyor. Yoksa broşür dağıtarak geçici kazanç, kalıcı anlamda karın doyurmaz.
    Garsonlara bahşiş verme işine gelirsek; para verince dua edip etmeyeceği tartışılır ama beklendiği yerlerde bahşiş vermezseniz, arkanızdan okkalı bir laf gelme olasılığı yüksektir. :) Bu tarz mekânları tanıyan ve içini bilen biri olarak, bunu rahatça söyleyebilirim.

    YanıtlaSil
  10. Hayalbemol,
    Zaten amaç boş vakitlerde azıcık para kazanmak. Yoksa kariyer düşünülecek bir iş değil tabi.
    Öğrenci iken benim çok işime gelmiştir mesela, ama şu an yapmıyorum.
    Garsonluk da yaptığım için, bahşiş olayını oradan biliyorum. :)

    YanıtlaSil
  11. SİNİRLİ... Hemen her öğrencinin bu tarz deneyimleri, çabası ve çalışması bir şekilde oluyor. Merak etme, aynı yollardan biz de geçtik :)

    YanıtlaSil
  12. Bana sevgi ve saygıyla uzatılan o eli reddettiğimi hiç hatırlamıyorum. Bazen okumaya fırsat ve zaman bulamasam da :)

    Broşür dağıtanların sayısında sıraladığın nedenlerden ötürü dikkat çekici bir azalma olsa da ben hep alacağım ve okuyacağım o broşürleri...

    Topluma dair güzel tespitlerle donanmış bir yazı yine..

    Eline sağlık sevgili Emre...

    YanıtlaSil
  13. Zeugma… Broşür ve iki ucunda iki düşünce. Birinde dağıtanların hisleri, diğerinde ise broşürlere uzanan eller.
    Reddetmenin de bir adabı var aslında ama yaşam temposu ve çevre, insanı değiştiriyor.
    Değişim içinde değişime en doğru yoldan uyum sağlamak önemli.
    Nice güzel günlere Zeugmacım, sevgiler.

    YanıtlaSil
  14. Çöpe atacağım hiç bir broşürü almıyorum. İlgimi çekecek bir ilansa vermese de gidip istiyorum. Zaten görünüyor ne ilanı verdikleri. Ama hiç bir zaman onları görmezden gelmem. Mutlaka teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  15. Ben alırdım genelde hem onların işi görülsün hemde okurum diye ama ;

    artık alınca peşini bırakmıyorlar birşey sorcam etcem diye takılıyorlar peşine. o yüzden artık hiç bulaşmıyorum...

    YanıtlaSil
  16. Diplomalı Bakkal… Çöpten kâğıt toplayanlar var ya, geri dönüşüm adına harika insanlar. Hem kendilerine büyük gelir sağılıyor, hem de dönüşümü hızlandırıyorlar. Tek kötü yanları, çöpleri kediler gibi dağıtmaları :) Neyse, çöpe giden birçok kağıt, dönüşüm adına birileri tarafından toplanıyor. Fakat bir de alınan broşürlerin çöpe değil, sokağa gelişi güzel fırlatılanları var, o daha feci.

    by mutu… Bu söylediğin genelde anketörlerin işidir. Ya seni bir kozmetik firmasına yönlendirir, ya da promosyon bölgelerine. Sen gitmedikçe de peşini bırakmazlar. Öyle durumlar sıkıcı olabiliyor.

    YanıtlaSil
  17. Tamam, tekrar düşünmek için iyi sorular...

    YanıtlaSil
  18. Bloğunuza bugün geldim, şöyle bir bakınırken ne var ne yok diye rastladım bu yazınıza.
    Şehir merkezlerinde dağıtılan broşürleri çoğu zaman yerlerde rüzgarla sağa sola savrulurken görürüz ne yazık ki. Evet dağıtanlar için büyük emek, sabır ve biraz da olsa kendilerine katkı sağlamak amaçları. Ben prensip olarak kibarca almıyorum. Alışveriş merkezlerinde sağda solda mağaza katalogları, broşürleri alanlardan da değilim, mağaza poşetlerini de almam. Yanımda taşıdığım çantama koyarım. (çok "kıl" bir durum belki de)Arabamın sileceklerine bırakılan "zorunlu" bloşürlere de sinir olurum, bir kere bakılır ve eğer birazcık çevre bilinci yeşermişse çöp aranır atmak için...Internetin bu kadar geniş kitleye hitap ettiği günümüzde elden broşür dağıtmak çok da çevreci, pratik, ekonomik gelmiyor bana...

    YanıtlaSil
  19. Semi`nin Mutlu Elleri dedi ki... Çevreci düşünceyi bu derece uygulayabiliyor olmanız çok hoş. Teknolojinin kulanımı hakkında yazı hazırlıkları yaparken, sizin bu düşünceleriniz tam de benim aklımdaki gibi. Teknoloji ilerliyor ve biz onu gerektiği gibi kullanmıyoruz. Hızlı tüketime çare olarak geri dönüşüm projeleri üzerinde çalışılsa da, tüketip yok olanlar için elden bir şey gelmiyor. Organik yapı yok olurken, yerini inorganik bir sahte yapıya bırakıyor. Kâğıt konusunda ben de çok hassasım. Tasarrufunun sağlanması üzerinde düşündüğüm yegâne varlıklardan biri ve hayatımda en kullanışlık şekilde kâğıdı değerlendirmeye çalışıyorum. Değerli düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  20. Kesinlikle almıyordum. Yeğenim hem okuyup hemde bu işi yapana kadar. Ne kadar zorlandıgını ve bu işin öyle kolay bir şey olmadıgını anladım..Alıyorum şimdi ama napıyorum sokakta kağıt toplayıcıları gördügümde onlara veriyorum..

    Kaldıki Semi'ye katılıyorum..Hayatımda bu anlamda önem verdigim iki şey var. Kağıtlar ve su..Su israfı beni deli ediyor..

    YanıtlaSil
  21. Aslı … Yokluk, varlığın en iyi terbiyecisidir bence. Çünkü varlık, kimi zaman deli eder insanı. Varken yokluk çeken çılgına döner. Dört yanımız sularla çevrili. Aşırı değerli bir toprak ve iklime sahibiz. Değerini, başka ülkelerin insanının bizim insanımızdan daha iyi bildiği ortada.
    Ger i dönüşüm projelerine saygı duyarım. Kişilerin ne kazandığı değil, neye hizmet ettiği önemli benim için. Sözlerin de bu anlamda çok değerli Aslı. Aynı değeri bulmak kaç kişiye nasip ki? Teşekkürler fikirlerin için.

    YanıtlaSil
  22. blogumu (http://firincaramel.wordpress.com) ürünlerim için vitrin olarak kullanıyorum ve reklamını yapmak için belli bölgelerde broşür sağıtmayı planlıyorum (sokak ve posta kutularına). internetde araştırırken bu tarz yazılara rastlayınca bu fikrimden dolayı şüpheye düştüm doğrusu, acaba ona harcayacağım parayla bir gün de olsa internetde reklam mı vermeliyim?

    http://firincaramel.wordpress.com

    YanıtlaSil
  23. Yasemin... Broşürle çok başarı sağlayacağını düşünmüyorum. Blogun, bu iş için broşürlerden çok daha başarılı. Ama satış mantığını ilerletmeyi düşünüyorsan, profesyonel bir satış sitesinde ürün pazarlamak senin için daha faydalı.

    YanıtlaSil